İzmir’deki Türkan Özilhan Devlet Hastanesi’nde başhekim yardımcısı ile bir hemşire arasında yaşanan ve yargıya taşınan olay, sendikalar arasında gerilime neden oldu. Yargı sürecinin sonucunda başhekim yardımcısına ceza verilmesinin ardından, Memur-Sen İzmir İl Başkanı ve Sağlık-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Gencer Yılmaz, bazı sendikaların konuyu “şov amaçlı” kullandığını iddia eden bir yazılı açıklama yaptı.

Yılmaz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi, “Öncelikle ifade etmek isterim ki, herhangi bir sağlık çalışanına yönelik her türlü hakaret, nezaketsizlik ve onur kırıcı ifade kesinlikle kabul edilemez. Bu tür yaklaşımlar, sağlık çalışanlarının emeğini, fedakârlığını ve itibarını gölgelemekle birlikte meslek gruplarımız arasında ki çalışma barışını bozmaktadır. Olayla ilgili olarak nitekim yargı mercileri bu konuda gereken değerlendirmeyi yapmış, ilgili yönetici hakkında hukukun gereği olan cezai yaptırım zaten uygulanmıştır. Biz bu süreçte sendika olarak daima üyelerimizin ve tüm sağlık çalışanlarının haklarının ve onurlarının korunmasından yana olduk, olmaya devam edeceğiz. Ancak bu süreçte hastane idaresine yönelik bazı haksız ithamların da gerçeği yansıtmadığını kamuoyunun bilmesini isterim. İlgili Başhekimimiz ve Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürümüz, olayın yargıya taşındığı ilk günden itibaren büyük bir dikkat ve hassasiyet göstermiştir. Yargılama sonuçlanana kadar herhangi bir idari işlem yapılmamış, böylece mağduriyet oluşmaması ve adaletin tam anlamıyla tesis edilmesi beklenmiştir. Bu yaklaşım, aslında idarenin ne kadar dengeli ve tarafsız hareket ettiğinin en açık göstergesidir” dedi.

Yılmaz açıklamasını şöyle sürdürdü, “Mahkeme süreci tamamlandıktan sonra yapılan uygulama ise bazı çevrelerin iddia ettiği gibi “mağdurun cezalandırılması” değil, tamamen hizmet odaklı ve ilgili birimde bozulan çalışma barışını korumaya yönelik bir düzenlemedir. Kaldı ki ilgili hemşire arkadaşımız görevine aynı unvanla devam etmekte olup, yalnızca birim sorumluluğu yine aynı sendika üyesi olan başka bir meslektaşımıza devredilmiştir. Buradaki amaç, yeni gerilimlerin önüne geçmek ve sağlık hizmetlerinin huzur içinde yürütülmesini sağlamaktır. Bizler Sağlık Sendikaları olarak her zaman haksızlığın, mobbingin ve adaletsizliğin karşısında olduk. Ama aynı zamanda hakikati de eğip bükmeden ortaya koymak zorundayız. Ben buradan seslenmek istiyorum. Kendi bireysel çıkarları için hastane önünde kameralara oynamak, liyakatle uzun zamandır yöneticilik görevlerini ifa eden kişileri zan altında bırakmak, onur kırıcı ifadeler ile şov yapmak sendikacılık değildir. Burada idareye yönelik ağır ithamlar, hem kurum yöneticilerimizi hem de olay üzerinden hükümetimizin sağlık politikalarını yıpratmaya dönük tamamen muhalif bir söylem gerçekleştirmek üzere bilinçli olarak yapılmaktadır. Başhekimimiz ve Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürümüz bu süreçte sağduyulu bir duruş sergilemiş, adil ve hukuka uygun bir tutum ortaya koymuştur. Ayrıca bilinmesini de isterim ki; hakareti asla tasvip etmiyoruz, ancak adaletin tecelli ettiği bu süreçte idarenin yaptığı uygulamayı doğru buluyoruz. Çalışma barışını korumaya dönük her adım sağlık hizmetlerinin kalitesi ve çalışanlarımızın huzuru için kıymetlidir.”